2 Temmuz 2009 Perşembe

Dert Ağacı

Eski çiftlik evini tamir etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk
gününü zorlukla tamamlamıştı. Arabasının patlayan lastiği onun işe bir
saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve
şimdi de eski püskü radyosu çalışmayı reddetmişti. Onu evine
götürürken yanımda adeta bir taş gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda
beni, ailesiyle tanışmam için davet etti. Eve doğru yürürken küçük bir
ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her iki eliyle
dokundu. Kapı açıldığında; adam şaşırtıcı bir şekilde değişti. Yanık
yüzü tebessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine
kocaman bir öpücük verdi. Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye
geldiğinde; ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı ve ona eve
giderken gördüğüm olayı sordum. 'O, benim dert ağacım,' dedi. 'Elimde
olmadan işimde bazı sorunlar çıkıyor, ama şundan eminim ki o
sorunlar, evime, eşime ve çocuklarıma ait değil. Bunun için bu
sorunları her akşam eve girerken o ağaca asıyorum. Sabahları tekrar
onları oradan alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz? Ertesi
sabah onları almaya gittiğimde, astığım kadar çok olmadıklarını
görüyorum.

"Öfkeyle geçen her dakikanız, mutluluğunuzdan çalınmış 60 saniyedir.
Dertlerinizi bir daha geri almamak üzere bir yerlere asın ve unutun."

1 yorum: